Anders Lindegaard



Aalesund kulübü yetkilileri ile İngiltere'de görüşme yapıldı.Yatma yada ertelenme ihtimali var olsa da, transferin büyük ölçüde tamamlandığını söylemek yanlış olmaz.

Pozisyonlar arasında genç oyuncu trendinin en asgari düzeyde hissedildiği yer kaledir.Açıkçası bana göre de öyle olmalıdır."Pozisyonu gereği, kaleci hatasının telafi ihtimali ve hatanın etki gücü" gibi veriler gayet düz bir mantık üzerinden edinilir olsa da, bir o kadar da doğrudur aslında.Tecrübe en kilit kriterlerden biridir orda.

Yaş konusunda bir sorun yok bu paralelde.Şu an 26 yaşında ve 2009'dan bu yana düzenli oynama şansı bulmuş Lindegaard.Eldeki teknik verilere geçicek olursak; fiziğinin pek de kötü olmadığı, Norveç Ligi için fazla bir kaleci olduğu, Danimarka milli takımında oynadığı ve bir süre sonra kendisinden sürekli olarak kaleyi devralacağının umulduğu gibi donelerimiz var.Bende sadece, Nani'nin damga vurduğu Euro 2012 eleme grubu mücadelesi olan Portekiz - Danimarka maçından kalan 60 dakikalık izlenimi mevcut.Bu veri tüme varım için elbet yetersiz ama o maçtaki performansı hakikaten iyiydi.

Kaleci Antrenörü Eric Steele, Van der sar'dan sonraki proje için uzun süre avrupada dolaştı bu yıl başından beri.David de Gea ve Anders Lindegaard ağırlıklı olarak raporlandılar.Bu gözlemlerde kurtarış veya topu oyuna sokma gibi hususlar, Sir Alex'i ikna etmeye yetmiştir zannediyorum.Ama oyuncunun mental kuvvetini kestirmek, hele hele böyle bir ligden geliyosa cidden çok zor.Herkes Solskjaer gibi kutsanmış olmayabilir.Endişemin benzerini Anders gibi Danimarka'lı olan efsane de dile getirdi gerçtiğimiz günlerde.

Peter Schmeichel yaptığı açılamada, "Lindegaard'ın şu an United'ın beklentilerine cevap verecek mental düzeyde olmadığını" söyledi ve adeta bir uyarı yaptı.Ancak tüm fikirler bu yönde değil.Oyuncunun menejerliğini yapan eski Liverpool kalecisi Michael Stensgaard, "Lindegaard'ın baskıyı kaldırabilecek düzeyde olduğunu" belirtti ki, buna yakın bi demeç Sir Alex'den de geldi bu hafta.Bu demeç trafiğinde Lindegaard'da kendine olan güveninin tam olduğundan bahsetmişti.

Son dönemdeki bir çok transferde olduğu gibi, kulüp analizin sağlıklı düzeyde olması adına uzun süre takibi sürdürdü ve diğer kulüpler sorguya başladığında harekete geçti.7 Milyon TL'lik bonservis bedeli böyle bir potansiyel için intihar'ın bi hayli uzağında.(Bunu yazdıktan sonra, United'a transferinin ardından dünyanın en iyi kalecisi kalibresine gelen Schmeichel'ın sadece 1 Milyon TL olan transfer bedelini belirtmeden olmaz.)Bakalım resmiyet ne zaman gelecek...

Bu gönül Edwin Van der sar'ın 10 yıl daha o kaleyi korumasını ister.Ama Edwin 40 yaşında ve bununla yüzleşmemiz gerek.Sonucunda Edwin'e ve ruyalarımıza ulaşmış olsak da, Schmeichel sonrası arayış döneminde kulüp reel sancılar yaşadı.Benzerinin olmaması adına iyi bir hamle yapılması şart.İşin aciliyetini 2. paragrafta da açıklamaya çalıştım.

Altyapıdan yetişen Ben Amos cepte.Bu kaleyi yıllarca koruyabilecek kudrette olan ve bana göre İngiltere'nin en iyi kalecisi olan Ben Foster'ın kaybını, karşılıklı olarak öne sürülen haklı sebepler ışığında "Acı ama Gerçek" sınıfına koyabiliriz.Fakat isim ne olursa olsun, bir kaleci transferi yapıldığı sürece, her daim azmini kaybetmeyen Tomasz Kuszczak'ın, Zoran Tosic'de olduğu gibi hafifleştirilmiş adaletsizlikle karşı karşıya kalacak olması bir başka "Acı ama Gerçek" sanırım.

nihato
25.11.2010 

Kota


Kendi ulusal takımının son 2 yılda oynadığı maçların en az %75'inde kadroda olmayan yabancı oyunculara çalışma izni verilmemesi mâlumumuzdur Premier League'de.Takımların kadrolarını şekillendirirken dikkate aldıkları bu kuralın yanına bu sezon bir yenisi eklendi.Kısaca özetlemek gerekirse,

  • Takımlar transfer sezonunun tamamlanması ile birlikte federasyona 25 kişilik bir kadro bildirmek zorundalar ve bu kadroda yurtiçinde yetişmemiş  21 yaş üstü en fazla 17 oyuncu bulunabiliyor.
  • Ulusu ne olursa olsun, 21 yaşını doldurmadan önce İngiltere veya Galler Futbol federasyonuna bağlı kulüplerden birinde 3 yıl boyunca sözleşmeli olarak barınmış oyuncular "yurtiçinde yetişmiş" sayılıyor.(Homegrown)
  • Kulüpler, 25 kişilik kadronun haricinde federasyona sınırsız sayıda 21 yaş altı oyuncu bildirebilirler.
Bu sezon başında Manchester City haricindeki diğer Premier League takımlarının transferde nispeten sessiz kalmasının başlıca sebebi bu kural.Hakeza Şampiyonlar Ligi kadrolarının belirlenmesi konusunda da buna benzer bir kural mevcut.Federasyon bu kotayı henüz teori aşamasındayken sunduğunda olumlu tepkiler almıştı.Ki hala savunanları mevcut.Fakat tüm kulüpler tarafından oy birliği ile kabul edilmesine rağmen, yeni kuralın İngiliz kamuoyunca pek beğenilmediğini söylemek yanlış olmaz.

Lig yönetiminin kuralı uygulamaya koymasındaki temel amaç kulüplerin altyapıya biraz daha fazla önem vermesini sağlamak ve bu sayede İngiliz Milli takımının ilerisi için, özellikle de düzenlemek istedikleri 2018 dünya kupası için daha iyi hale gelmesi.

Buna karşın Arsene Wenger'in de içlerinde bulunduğu grup kuralın anlamsız olduğunu belirtirken, kullandıkları temel argüman 21 yaş altı oyuncuların uyruğu konusundaki serbestlik.Evet, kadroda 21 yaşından önce İngiltere veya Galler'de 3 yıl futbol eğitimi almış en az 8 oyuncu olması gerekiyor, fakat bu oyuncular İngiliz olmak zorunda değil.Yani yürütülmek istenilen süreç henüz baştan baltalanıyor.Ayrıca bu kuralın takımları daha da güçsüzleştirdiğinden, "Dünyanın en iyi ligi" etiketinin arkasının doldurulması ve daha da sağlam hale getirilmesi amacına ters hareket edildiğinden söz ediliyor.

Nitekim 1 Eylül itibariyle açıklanan kadrolara bakıldığında, kulüplerin yeni kotayı uygulamak noktasında hiç de zorlanmadıkları görülüyor.İlk bakışta bu konuda yeterli olmadığı sanrısına varılan Manchester City 12 tane yurtiçinde yetişmiş oyuncu bildirirken, Chelsea ise bu statüde yanlızca 4 oyuncusu bulunmasına rağmen kuralın esnekliğinden faydalandı ve toplamda 19 kişilik bir havuzunun bulunması sebebiyle yeterli saytıya ulaştı.Arsene Wenger'in adeta protesto anlamı taşıyan 76 kişilik kadro bildirimi ise ister istemez gülümsetti.Kotanın, yerli oyuncu piyasasını overrate etmeye zaten meyilli olan İngiliz kulüplerini iyice galeyana getireceği ve büyük kulüplerin, scouting ağı yada nakit derinliği gibi imkanlarını kullanarak yapacağı transferlerle, ligin üst kısmı ile alt tarafı arasındaki uçurumu daha da büyüteceği, yani pastanın kremasının üst tarafta kalacağı yine öngörüler arasında.

Biraz karamsar bir tablo oldu sanırım.Evet bu kota, dünya kupasında yaşanan büyük hayalkırıklığı sonrasında İngiliz milli takımının en büyük sorunlarını giderecek olan bir cevap değil şüphesiz.Ancak sorunlarıyla yüzleşmek konusunda çoğu zaman dürüst olan İngilizler için buda bir başlangıçtır.Milli takım oyuncu havuzunun genişlemesi ve içerisindeki oyuncuların daha nitelikli hala gelmesi adına atılan bu adım, ileriki dönemlerde yapılacak olan bazı eklemelerle daha da keskin ve etkin hale gelebilir.Sonuçları izleyeceğiz.

nihato
09.09.2010

Merhaba




Ukalalık daha baştan günyüzüne çıktı.Türkçe'yi halletmişim gibi İngilizce'ye ve İspanyolca'ya el attım blog başlığında.

Ortada yalnızca oynanan bir oyun, yapılan bir iş vardı aslında.Ama çocukluk dönemlerinden beri kankalarım, amigolarım olarak olarak gördüm bu oyunun aktörlerini.Onlarla ve oyunun kendisi ile ilgili yorumlarımı not edeceğim bir yer olucak burası.

Güzel oyunların içerisinden futbola ağırlık vermeye çalışacağım ancak zaman zaman ana içeriğin dışına çıkıp ortalıkta gezindiğim de görünebilir.

Sevgiler.

nihato
05.09.2010